İbb Sağlık Dairesi Başkanı Eryiğit: Bütün Sektör Yanlış İşler Yapıyormuş Gibi Bir Algı Oluşturulmasının da Çok Tehlikeli Olduğunu Düşünüyorum
Haber: Edda SÖNMEZ – Kamere: Umut Emre GÖKBULUT
(İSTANBUL) – Yenidoğan çetesi olayına dikkat çeken İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık Dairesi Başkanı Dr. Ögretim Üyesi Önder Yüksel Eryiğit, “Tıp etiği ve denetim doğru zamanında yapılırsa bu işlerle ilgili sorunların ortadan kalkacağını düşünüyorum. Tabii bu arada birçok sağlık çalışanı var özel sektörde. İşini doğru yapan birçok arkadaşımız var hem kurum olarak hem kişi olarak. Sanki bütün sektör yanlış işler yapıyormuş gibi bir algı oluşturulmasında çok tehlikeli olduğunu düşünüyorum” dedi.
The Future Healthcare İstanbul 2024 Uluslararası Konferansı Acıbadem Üniversitesi Kerem Aydınlar Kampüsü’nde yapıldı. Geleceğin sağlık hizmetlerinin ve yapay zeka uygulamalarının sektöre etkisinin tartışılacağı “The Future Healthcare İstanbul 2024” Uluslararası Konferansı çeşitli oturumlarla başladı. Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Kerem Aydınlar Kampüsü’nde bu yıl 5’incisi yapılan konferansta, Türkiye’nin sağlık sektöründe geldiği nokta uzmanlarca değerlendirildi.
Organizasyonda, 28. Dönem Milletvekili, Kalp Damar Cerrahı Prof. Dr. Halit Yerebakan, Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı, Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı, Prof. Dr. Murat Baş, Akademisyen, Yazar Dr. Sevgi Salman Ünver, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hakkı Karakaş, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Herkes İçin Acil Sağlık Derneği, Kurucu ve Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Gürkan Ersoy, Genel Cerrahi Uzmanı (Periferik Damar Cerrahisi) Prof. Dr. Murat Aksoy ile sağlık şirketi yöneticileri katıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık Dairesi Başkanı Dr. Ögr. Üyesi Önder Yüksel Eryiğit, şöyle konuştu;
“Artık tıp teknolojinin gelişimiyle birlikte çok farklı bir yere doğru gidiyor”
“Burada olmak, bu ortamda olmak bizim için çok kıymetli İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına. Şunu görüyoruz artık tıp teknolojinin gelişimiyle birlikte çok farklı bir yere doğru gidiyor. Biz derken sektörün bütün bileşenlerinden bahsediyorum sağlıkla ilgili. Biz de mutlaka bu gelişime ayak uydurmak durumundayız. Yerel yönetimler koruyucu önleyici sağlık hizmetlerinden sorumlu olan birimler bölümlerdir. Halkın sağlığını korumak adına insanlar hastalanmadan nasıl sağlıklı ve aktif yaşlanabilirlerin karşılığını doğru bir şekilde teknolojinin ve tıp gelişiminden de yararlanarak bizim uygulamaya sokmamız lazım. Bizim aslında yerel yönetimdeki yöneticiler olarak sorumluluğumuz budur.
“Yaşlanmanın da tanımını değiştirmek gerektiğini düşünüyorum”
Temel olarak bunları vurgulamaya çalıştım. Bizim İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yaptığımız yenilikçi çatışmaları paylaşmaya çalıştım. Halk sağlığını korumak adına neler yapıyoruz onları anlattım. Ayrıca halk ekmekle birlikte yaptığımız glisemik endeksi düşük ekmek projemizi anlattım. Örnekti bunlar sadece. Bir de yaşlanmadan bahsettim. Artık yaşlanmanın da tanımını değiştirmek gerektiğini düşünüyorum. Yaş sınırlarının biraz daha yukarıya doğru çekilmesi gerektiğini bizim emekli diye düşündüğümüz kişilerin, insanların mutlaka üretimin içinde kalmalarını gerektiren bir disiplin oluşması gerektiğini anlatmaya çalıştım. Nedir bu? Örneğin 55, 70 yaş grubunu mutlaka bizim belli bir programla üretime dahil etmemiz lazım. Dolayısıyla insanların fiziksel sağlıklarını tabii ki çok önemsiyoruz ama beraberinde mental sağlık, beyin sağlığının da sağlıklı bir şekilde devam ediyor olması lazım. Bunun için beslenmeden başlayarak hareketli yaşam. ve koruyucu önleyici sağlık konusunda dikkat edilmesi gereken her şey bütüncül bir şekilde ne yapabiliriz, nasıl uygulayabiliriz? Bunlardan bahsettim. Bizim İstanbul’da yaptığımız, yapmaya çalıştığımız uygulamalar da zaten bunlar”.
“Buğday unuyla üretilen ekmeklerin içerisine belli miktarda pelemir unu karıştırarak ekmeğin kalitesi bozulmadaglisemik endeksi düşük ekmek”
Biz bu çalışmayı Halk Ekmek İstanbul Tıp Fakültesi’yle İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak yaptık. Burada buğday unuyla üretilen ekmeklerin içerisine belli miktarda pelemir unu karıştırarak ekmeğin kalitesi bozulmadan ama glisemik endeksinin de düşmesi. Hikaye bu. Bu çalışma bitti başarılı bir şekilde. Şu anda uluslararası hakemli bir dergide yayınlanmak üzere. Yayın çıkmadan, yayın oluşmadan, uluslararası yayın oluşmadan zaten bir şey yapabilmemiz mümkün değil. Yayın oluştuktan sonra da bu seri üretim olacaktır diye düşünüyorum.
“Tıp etiği ve denetim doğru zamanında yapılırsa bu işlerle ilgili sorunların ortadan kalkacağını düşünüyorum”
Türkiye’de sağlık sektörü biliyorsunuz kamu ve özel sektör diye şekillendi. Bu şekillenme de yanlış değil. Aşağı yukarı yüzde 50, yüzde 50 civarında bir hizmetin yükünü taşıyorlar gibi düşünebiliriz. Üç aşağı beş yukarı o şekilde. Şimdi tabii burada özel sektörü yok sayarak sağlık hizmetinin yürümeyeceğini ya da yürüyemeyeceğini düşünürsek benim iki tane konuyu vurgulamam gerekir burada. Bir de Deontolojik anlamda tıp ahlakını mutlaka öncelemek ve unutmamak lazım. Deontoloji derslerimiz vardı bizim tıp fakültesinde. Onun ne kadar önemli olduğunu aslında bugünlerde artık görüyoruz. İki denetimlerin zamanında eksiksiz ve ayrıca da cezai yaptırımları olacak şekilde yapılması gerektiğini düşünüyorum. Özetlersek tıp etiği ve denetim doğru zamanında yapılırsa bu işlerle ilgili sorunların ortadan kalkacağını düşünüyorum. Tabii bu arada birçok sağlık çalışanı var özel sektörde. İşini doğru yapan birçok arkadaşımız var ki biliyorum hem kurum olarak hem kişi olarak. Sanki bütün sektör yanlış işler yapıyormuş gibi bir algı oluşturulmasında çok tehlikeli olduğunu düşünüyorum.
Konferansın organizasyonunu üstlenen grubun Üst Yöneticisi (CEO) Çağlar Gözüaçık da Türkiye’nin 64 ilinden yaklaşık 17 bin kişinin konferansı izlediğini söyleyerek, şöyle konuştu;
“Bu sene tabii üzücü bir olay gölgesinde bunu yaşıyoruz”
“The Future Healthcare İstanbul’un bu sene beşincisini gerçekleştiriyoruz. Uluslararası sağlık ve sağlık teknolojileri konferansı. Bu sene tabii üzücü bir olay gölgesinde bunu yaşıyoruz. Yenidoğan çetesi diye bir şey ortaya çıktı sizin de bildiğiniz gibi. Biz bunu danışma komitemizdeki hocalarımızla ve dostlarımızla konuştuğumuzda bunun aslında bilimsellikten uzaklaşma, etik değerlerden kopuş, sağlık sistemindeki o boşlukların ve bilimle bilgiyle, paylaşımla, deneyimle doldurulamamış olması ve denetimle çok önemli olmasından kaynaklı olduğunu düşünüyoruz. Bu ve benzeri olayların yaşanmaması için en kapsamlı sağlık ve sağlık teknolojileri buluşması olduğundan dolayı gibi The Future Healthcare gibi organizasyonların büyük önem taşıdığına inanıyoruz.
“Atatürk’ün yolunda bilimin ışığında bilgi meşalesiyle ilerlersek bu tarz etkinlikleri en fazla kişiye yaygınlaştırabilirsek bu yenidoğan çetesi gibi hikayelerin de yaşanmayacağını düşünüyoruz”
Bu sene bizim temamız sağlıklı dünya, sağlıklı gezegen ve sağlıklı insan. Çünkü insan çevresiyle var olabilen bir canlı. Çevresel faktörleri iyi edeceğiz ki insanın iyilik halini sürdürebilelim, devam ettirebilelim. Hatta önleyici bir sağlık anlayışı da yaklaşabilelim. Yani hastalandıktan sonra değil, hastalanmadan önce kendimizi nasıl iyi edebiliriz? Çevremizle diğer canlılarla nasıl barışık bir şekilde yaşayabiliriz? Bunun üzerine aslında konuşuyoruz, tartışıyoruz ve fikir beyan ediyoruz. Burada çok kıymetli insanlar var. Türkiye’nin önde gelen bilim insanları var. Her biri farklı paneller ve oturumlarda bunları dile getiriyorlar. Bizim de inancımız Atatürk’ün yolunda bilimin ışığında bilgi meşalesiyle ilerlersek bu tarz etkinlikleri en fazla kişiye yaygınlaştırabilirsek bu yenidoğan çetesi gibi hikayelerin de yaşanmayacağını düşünüyoruz. Bugüne kadar iki yüz binden fazla sağlık profesyoneline ulaştı The Future Healthcare İstanbul. Bu sene de fiziksel de 1500, 2000 kişiye, onlineda da 80 bin kişiye erişmeyi düşünüyoruz ki bu özellikle bir alan içerisinde çok büyük bir rakam sizin dediğiniz gibi”.